sinir krizinin eşiğindeki kadınlar izle
Site De Rencontre 100 Gratuit 72. İzle şimdi YayınBana bildir Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar is not available for streaming. Let us notify you when you can watch , Komedi , Made in Europe Yönetmen Oyuncular ÖzetErkek arkadaşı terk ettiğinde Pepa onu bulup neden terk ettiğini öğrenmek ister. Şaşırtıcı bir şey bulur Erkek arkadaşının karısı ve oğlu. Onlar da kendisi gibi durumdan habersizdir. Eski erkek arkadaşının kirli işlere karışmış olabileceği ve dolayısıyla kendisinin de başının polisle derde girebileceği endişesiyle Pepa bir avukata başvurur. Bu kadın avukatın eski erkek arkadaşının yeni sevgilisi olduğu ortaya çıkar. Birbiri içine geçmiş olaylar dizisi komik ve eğlenceli biçimde Krizinin Eşiğindeki Kadınlar yayını İnternet üzerinde nereden izleyebilirsiniz?We try to add new providers constantly but we couldn't find an offer for "Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar" online. Please come back again soon to check if there's something new. Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar'ten hoşlananlar, ayrıca hoşlandılar
Hayatının aşkı Ivan tarafından terk edilen Pepa gibi bir başka kalbi kırık kadın daha vardır terörist tarafından terk edilen Candela...Almadovar terk edildikleri için sinir krizinin eşiğinde dolanan kadınların hikayesini müthiş eğlenceli üçüncü sayfasında sevdikleri adamı öldüren kadınların haberlerini gördükçe bu film geliyor resmi bir veri yok ama kadınların karıştığı bu tür cinayet sayısının son dönemde arttığını Sevinç cinayeti son dönemde en çok bilineni...Sevinç, aldattığı sevgilisi tarafından bıçaklanarak günlerde terk edilmiş, aldatılmış, sevgilisiyle bir olup eski kocasını öldürmüş başka kadınların cinayetleri de yer aldı genellikle bıçak gibi cinayet işlemek için zor bir aleti seçmeleri de bıçak güç gerektiren bir cinayet silahı...Peki neden bıçak?Daha çok acı çektirmek için mi? Defalarca saplayıp hırsını alabilmek için mi?Her kadının elini attığında hemen bulabileceği bir cinayet aleti olduğundan mı?Kurtlar Vadisi Irak’ın finalinde de Amerikalı generalin ölümünün Polat’ın elinden de olsa, o kadar ağır makineli silahın içinde Leyla’nın bıçağıyla olması da enteresan değil mi?..Leyla’nınki hayal dünyasında bir öç alma hikayesi...Gerçek hayatta ise kadın genelde aşkına, sevgisine mağlup olup bıçağa mı daha çok deliriyor, erkekler mi kadınları delirtiyor bilemem...Ama sinir krizinin eşiğindeki kadın sayısının arttığı gerçek!M. Ali’nin çapkınlığı babasındanmış...Ali Poyrazoğlu’nun son oyunu "Ben Eskiden Küçüktüm"ü mutlaka hikayeler var, ne hikayeler...İş Sanat’ta cuma akşamı izledim oyunu, kimi zaman gülmekten gözümüzden yaşlar geldi, kimi zaman derin bir hüzne sürükledi Poyrazoğlu bizi...Tek kişilik bir gösteri bu!Ama stand-up değil!Sahnesiyle, dansçılarıyla büyük emek harcanmış bir tiyatro Poyrazoğlu tiyatrosundaki her şeyi satıyor; makyaj kutusundan koltuğuna, daktilodan sahne tozuna kadar her şeyi...Hepsini satarken de yanında anılarını veriyor ne anılar...Her biri koleksiyon olur!Mehmet Ali Erbil’in çapkınlığı babasındandır diyor, Sadettin Erbil’i anlatırken...Zeki Müren’in son yıllarında bir gece Yeşil Kabare boşaldıktan sonra nasıl sahneye çıkıp kendisine ve Müjdat Gezen’e şarkı söylediğini da "Ya yevmiye mi ver ya da hesabı" dediğini...Sonra dönüyor Sezen Aksu’ya, "Yeşil Kabare’de misafirler de şarkı söylerdi. Ama Sezen manyağı sahneden inmezdi" Algan’ın sucuk elinde yayarak oynadığı sahneyi anlatırken kahkahalar tavan Simavi’den Haldun Taner’e, İsmet Ay’dan Muhsin Ertuğrul’a anlatıyor da anlatıyor...3 saat geçip gidiyor...Poyrazoğlu, "lapa lapa kar yağarken" inanılmaz bir yolculuğa çıkarıyor izleyiciyi...Beyoğlu’nda seni öperlerİstiklal Caddesi skandalı hangi gelişmiş ülkede yaşansa illa ki iki-üç kelle götürürdü...Yerel mi, büyükşehir mi bilemem ama şu granit zemin yüzünden birileri istifa etmek zorunda son yılbaşı gecesi çıkmıştım, aradan tam bir ay zaman geçmiş tek çivi çakılmamış İstiklal’ şey aynı sokaklar çamur içinde, yamuk yumuk parkeler, sağda solda yığılmış taşlar, dükkan girişlerinde derme çatma gecesine yetiştirmek için yalapşap döşenmiş granitler öyle duruyor. Tek kelimeyle çıldırtıcı, sanki birileri bizle dalga yürürken Redd’in şarkısı çalıyorBu kafayla seni Beyoğlu’nda öperler, öperler...
18 yaşından küçük olduğunuz için video gizlenmiştir. Bu video bazı kullanıcılar için uygunsuz olabilir. 18 yaşından büyük müsünüz? EVET HAYIR Orijinal İsmi Mujeres Al Borde De Un Ataque De Nervios Süre 88dk Çılgınca bir uluslararası başarının da sahibi olan, Almodovar'ın Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar'ı bizi, telesekreteriyle başı belada olan, terkedilmiş aşık kadın Pepa'yla Carmen Maura tanıştırıyor. Hayatının aşkı Ivan Fernando Guillen tarafından ilişkilerine son verilmiş ve kalbi kırık Pepa. Ama acılarını çekmek üzere yalnız kalamayacaktır Yakın arkadaşı, genç ve flörtü seven Candela bir teröriste aşık olmuştur. Ivan'ın oğlu, Pepa'nın Ivan'la birlikte oluşturdukları Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar Filmi Oyuncuları » Yapımcı Pedro Almodóvar Diğer Adı Women On The Verge Of A Nervous Breakdown Favori 71 kullanıcının favori filmi Filmi İzleyenler 54 kullanıcı Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar filmini izledi Filmi Ekleyen al2 Bu filmleri de beğenebilirsiniz
Yaşamın bize sunduğu seçenekler arasında herhangi bir seçim yapma sürecine girdiğimiz anlarda üzerimizde oluşan “baskı”yı tarif etmek güçtür. Bu baskının peşi sıra gelişen olaylar ise bireyi gerçeklikten uzaklaştırarak onu adeta ters köşeye yatıran bir atmosfere dönüştürür. İşte realizmden uzaklaştığımız bu anlarda yeni yaşam’ arkamızda bıraktığımızı sandığımız eski yaşam’ın kalıntılarıyla aynı sofraya oturduğumuzda ise burun buruna geleceğimiz hezimet’ kaçınılmazdır. Bizlere yıllardır anlatılan o masalın mutlu sonuna ulaştığımızda ise komedinin kırmızıya çalınmış ellerinde lime lime edilmiş halde buluruz kendimizi. Pedro Almodovar’ın başyapıtlarından biri sayılan “mujeres al borde de un ataque de nervios” diğer adıyla “sinir krizi eşiğindeki kadınlar” yukarıdaki cümleleri ete kemiğe büründüren bir kara mizah örneğidir. Hikaye Madrid’de geçmektedir. Bir apartman dairesinde hayatları kesişen dört kadının yaşamları birbirlerine zincirleme isim tamlaması misali bağlılığı zaman zaman çoğu izleyicinin de içerisinde bulunduğu renkli karelere ev sahipliği yapar. Pepa Marcos Carmen Maura adlı orta yaşlı bir kadının sevdiği adama ulaşma hayallerinin onun ruhunda yaratacağı enkaza adım adım yaklaşması, ardından da bunu kendi gerçekliği içinde bir yere oturtma çabası, dış dünyayla kendi dünyası arasında derin bir uçurumun oluşmasına sebebiyet veriyor. Renkli özellikler sergileyen karakterin içindeki umutsuzluk’ ile burun buruna gelmesi ise onu istediği sonuca ulaştıracakken, bir yandan da yok oluşun sınırlarına dayanmasına neden oluyor. Bir süre sonra bu ruh halinden tamamen sıyrılan Pepa, esasında biz izleyicilere elinde sinir krizi eşiğinde’ olmadığını gösteren bir takdir belgesini sunuyor. Almodovar, bu yapımda hemen hemen her yapımında da kullandığı nevrotik, tepesi atmış kadınlar figürünü sunmaktan kaçınmıyor. Yönetmen hiç kuşkusuz bu yapımın yol haritasını çıkarırken ahlaki ikilemler’ ve histerik’ unsurlardan bolca yararlanmış. Eklemekte fayda vardır ki Almodovar’ın çoğu ince eleyip, sık dokuduğu yapımlarında da olduğu gibi bu ürününde de güzelliğin göreceliği’ne hitaben izleyicilere bir selam vermekte. Pepa’nın İvan’a ulaşma isteğiyle, hedefe odaklanan motivasyonu arasındaki çalışma, çevresel faktörlerin İvan’ın karısı, oğlu ve oğlunun sevgilisi, çat kapı gelen dostu ve belki de sürekli karşılaştığı taksici de etkisiyle kaçınılmaz bir travmaya doğru yol alıyor. Sahip olduğu eşyaları hırpalıyor, içindeki siniri, tüm yaşanmışlıkların öfkesini adeta dışarı kusuyor. Bu, orta yaşlı kadının benliğini ve bedenini yaşama arzusu kırıntılarından beslenen gerçeklikten koparıyor. O güne kadar yaşadığı açlık’ı giderebilmesi için yapması gerekenlerin yanında birde karnındaki bebek’ söz konusu. Bu, onu eski yaşam’dan yeni yaşam’a doğru olan yolculuğunun en büyük simgelerinden biridir. Bu filmi; Pepa’nın gittiği yolu ve ulaştığı sonucu görünce bir nevrotik kadının güncesi’ olarak okumak da mümkün. Kadınların, erkekleriyle olan ilişkilerine karşı kara mizahla yaklaşım ve buna mükemmel paralellikler kurarak gerçekleştiren yönetmen, bizzat kendi yazdığı kusursuz metnin de yardımıyla Pepa’nın serüvenini neredeyse bir tiyatro platformuna yakın bir mertebeye oturtmayı başarıyor. Bu çabasında klasik anlatı unsurlarından beslenmediği su götürmez. Aksine ana karakterlerin dünyasını olduğundan daha derinlere inerek hikayenin irkilti’ boyutunu tetikleyen bir biçem ortaya koyuyor. Dolayısıyla biz izleyicilerin ilgisini masalın trajik boyutuna yöneltiyor, akabinde ise bizlere kerevete çıkma şansı tanıyor. Filmin son sahnesinde Pepa’nın altına girdiği yükün ağırlığından kurtulmuş olmanın huzurunu görüyoruz yüzünde. Bu yeniden doğuş’ anı, bize de huzur veriyor nihayetinde. Bu yazı konuk yazarımız Burcu Tohum tarafından yazılmıştır.
sinir krizinin eşiğindeki kadınlar izle